Anadolu uygarlıkları
Anadolu; elverişli iklim koşullarına, zengin su kaynaklarına yakın bereketli ovalara ev sahipliği
yapması ve önemli ticaret yollarının geçtiği bir bölgede bulunmasından dolayı dünyanın en eski ve
en önemli yerleşim merkezlerinden biri olmuştur. Konya yakınlarında bulunan Çatalhöyük, dünyanın
bilinen eski yerleşim yerlerinden biridir. Son dönemlerde yapılan arkeolojik kazılarla ortaya çıkarılan
Şanlıurfa yakınlarındaki Göbeklitepe de dünyanın bilinen en eski ibadet merkezlerinden biridir . İlk Çağ’da Anadolu’da insanlık tarihine önemli katkılar sunan birçok uygarlık kurulmuştur
Hititler
İlk Çağ’da Anadolu’da kurulmuş olan en güçlü devlettir. Merkezî krallıkla yönetilen Hititlerin
başkenti Çorum’un Boğazköy ilçesinde bulunan Hattuşaş şehriydi. Hitit krallarına yönetimde “Tavananna” adı verilen kraliçe yardımcı olurdu. Soylulardan oluşan “Pankuş” meclisi de krallara
yönetimde yardımcı olan bir kurumdu.
Hititler, Mısırlılar ile yaptıkları savaş sonunda dünyanın ilk yazılı antlaşması olarak bilinen Kadeş Antlaşması’nı MÖ 1280 yılında imzalamışlardır Hitit kralları, tanrılarına hesap
vermek amacıyla kendi dönemlerindeki olayları “Anal” adı verilen yıllıklara yazdırmışlardır. Anallar
tarih yazıcılığının ilk örnekleridir. Mimari alanda ileri giden Hititler büyük barajlar
yapmışlardır. Ayrıca başkentleri Hattuşaş’a büyük
tapınaklar yapıp şehirlerinin etrafını surlarla çevirmişlerdir. Aslanlı Kapı ve İvriz kabartmaları Hititlerden günümüze ulaşan en önemli eserlerdir Frigler
İlk Çağ Anadolu uygarlıklarından biri de Friglerdir. Friglerin başkenti Ankara’nın Polatlı ilçesinde
bulunan Gordion şehridir. Şehri, Frig Kralı Gordios
kurmuştur. Frigler en parlak dönemlerini Kral Midas
zamanında yaşamışlardır. Friglerin temel geçim
kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Frigler dokumacılık, mobilyacılık ve maden işçiliğinde çok ileri gitmişlerdir. “Fibula” adı verilen çatal iğneyi
Frigler icat etmiştir. Evlerin tabanlarını renkli taşlarla
süslemişlerdir. Frig kilimleri ve mobilyaları Anadolu’nun birçok pazarında satılmıştır. Friglerden günümüze ulaşan en önemli eserler Kral Midas Tümülüsü ve Kral Midas Anıtı’dır.
Friglerde kral ailesi ve asil zenginler öldükten sonra üzeri büyük toprak tümseklerle örtülü, ardıç ve sedir ağacı gibi kütüklerle yapılmış mezar odalarını içeren tümülüslere gömülüyorlardı. Bu tarzda yapılmış odaların ağaç yapıları işçiliği ileri bir teknik göstermektedir. Çok
defa toprağa geniş uzun çukurlar kazılıyor, çukurun içine tahtadan odalar yapılıyor ve çukurun etrafı moloz taşlarla dolduruluyordu. Ölü, tahta odaya yerleştirildikten ve ölü hediyeleri
üzerine konulduktan sonra üstüne çatı örtülüyor ve çatının üzerine büyük taş yığını konuluyordu. Bunun üzerine de toprak veya kil yığılmak sureti ile tümülüs yapılıyordu. Sayıları
yüze yaklaşan ve bugün yirmi beş kadarı kazılan tümülüslerin mezar odalarındaki ölü hediyelerinin zenginliği ve çeşitliliği gömülen kişinin önemini belirtmektedir. Gordion’dan başka
en önemli Frig Tümülüsleri Orta Anadolu’nun güney batısında Afyon, Eskişehir yöresinde
ve Ankara civarında bulunmuştur.
İyonlar
İlk Çağ’da Ege kıyılarında şehir devletleri hâlinde kurulmuş bir uygarlıktır. Efes, Milet, Foça ve
İzmir’de kurulan bu şehir devletlerine “polis” adı verilmiştir. İyonlar kuruldukları bölgenin coğrafi
konumuna bağlı olarak deniz ticareti ile uğraşmışlardır. Ekonomik olarak oldukça zengin bir uygarlık olan İyonlarda bu durum sosyal ve kültürel yapıyı da etkilemiştir. Farklı uygarlıklarla yaşanan kültürel alışveriş ve siyasi baskının da olmamasına bağlı olarak İyonlar, bilim ve sanat alanında çok ileri gitmişlerdir. Bu dönemde Hipokrat tıp, Pisagor matematik, Herodot tarih, Diyojen ise
felsefe alanında yaptığı çalışmalar ile insanlığa katkı sağlamıştır. İyonlar, Fenikelilerden öğrendikleri alfabeyi geliştirerek günümüzde kullanılan Latin alfabesinin oluşumuna katkı sağlamışlardır. Artemis Tapınağı ve Efes Antik Kenti, İyonlardan günümüze ulaşan en önemli eserlerdir.
Urartular
İlk Çağ’da Doğu Anadolu Bölgesi’nde kurulmuş bir uygarlıktır. Merkezî bir krallıkla yönetilen
Urartuların başkenti bugünkü adı Van olan Tuşpa’dır. Kuruldukları bölgenin coğrafi özelliklerine
bağlı olarak tarım, hayvancılık ve madencilikle uğraşmışlardır. Mimari alanda ileri giden Urartular,
şehirlerinin etrafını sağlam surlarla çevirmişlerdir. Akarsuların önlerine yaptıkları bentlerde biriken
suyu, kanallar ile şehirlerine ve tarım alanlarına getirmişlerdir. Urartulardan günümüze kadar ulaşan eserlerden biri de Van Kalesi’dir Taş işlemeciliğinde de ileri giden Urartular, ölülerini
kaya mezarların içine günlük eşyaları ile birlikte gömmüşlerdir. Bu durum, Urartularda ölümden sonra yaşamın devam ettiği inancının olduğunu gösterir.
Lidyalılar
İlk Çağ’da Anadolu’nun
batısında Gediz ve Menderes Irmakları arasındaki bereketli ovalarda kurulmuştur. Merkezî krallıkla yönetilen Lidyalıların başkenti, Manisa yakınlarındaki Sard şehridir. Tarım ve hayvancılıkla da uğraşan
Lidyalıların en önemli geçim kaynağı ticarettir. Takas yoluyla ticarette zorlanan Lidyalılar parayı
icat etmiş, maden işlemeciliğinde ileri gitmişlerdir. Paranın icadı ticaretteki zorlukların aşılmasını ve ticaretin gelişmesini sağlamıştır. Lidyalılar ticari gelirlerini artırmak için, Sard
şehrinden başlayıp Mezopotamya’ya kadar uzanan Kral Yolu’nu açmışlardır. . Kral Yolu, devletler arasındaki ticareti geliştirmiş ve uygarlıklar arasındaki kültürel etkileşimi artırmıştır.
1 Yorumlar
Bana Çok yardımcı oldu teşekkürler
YanıtlaSil